İnsanın 4 elementle olan ilişkisi on binlerce yıl öncesinden gelen bir bilgi. Her insanda hava, ateş, su, toprak ve daha eski bilgilere göre eter elementininde etkisi vardır. Yani insanların karakterleri elementelere göre şekilleniyordu, bu binlerce yıl öncesinden bilinen bir bilgiydi.
Bu astrolojide de bilinen bir bilgidir. Doğum haritanız hesaplanırken, gezegenlerin yer aldığı burçların elementlerine göre sizin karakterinizde hangi elementin baskın olduğu bulunur. Ayurveda tıbbında elementinize göre tedavi edilir ve beslenme şeklinizi ayarlarsınız. Yani bugün adına mizaç denilen yeni çıktığını zannettiğimiz bilgiler zaten vardı ve insanlar bunu uyguluyordu.
Sizde baskın olan element, karakterinizi ve hastalıklarınızı hatta davranışlarınızı belirleyen şeydir kadim bilgide. Elemental filmi de bu bilgiden yola çıkılarak yapılmış, farklılıklarımızın sevgi ile ortadan kalkabileceğini bana göre muhteşem bir şekilde dile getiren bir animasyon olmuş. Şimdi geçelim analize.
Alev; ana kahramanımız bir ateş elementi. Kızlar Annelerinin Kaderini mi Yaşar kitabımda anlattığım babasının kızlarından biri o aslında. Babasının tek çocuğu olarak ona iyi bir evlat olmak için çaba gösteren, kendinden vazgeçen, başarı hırsıyla tüm duygularını yok sayan bir ateş o.
Psikoastroloji ile ilgilenen bir uzman olarak, ateş elementinin fazla olduğunu kadınlarda benim de gözlemlediğim şey bu oluyor. Onlar öfkeli, çabuk celallenen, erkeklerle yarışan, babalarının eksikliğini duyduğu erkek evlat boşluğunu doldurmaya çalışan, boyundan büyük işlere kalkışan, yardım almayan, destek talep etmeyen, ortalığı yakıp kavuran, duygularını unutmuş kadınlar.
Alev de böyle biri. Babasının onu büyütürken yaptığı fedakarlığa hayatından vazgeçerek karşılığını verebileceğini kendi ağzıyla ifade eden aşktan kaçım kaçım kaçan bir genç kız.
Ancak gelin görün ki onun tam zıddı bir element olan Deniz, hayatına çıkageliyor. Doğum haritanızda ateş ve toprak elementiniz yüksekse siz işlere duygu karıştırmadan düzenli bir şekilde ilerlemek, başlattığınızı sürdürmek, temellendirmek hedefli çalışırsınız. İnsanlarla kolay kolay duygusal bağlar kuramazsınız, duygularınızı öfke yolu ile gösterirsiniz. Su elementleri ise tam tersi, insanlara duygusal bağlar kurarlar, hatta aşırı gidip bağımlılığa dönüştürebilirler ilişkilerini. Duygusal manipülasyon yaptıkları ve takıntılı oldukları da çokça görülmüştür.
Ateş elementi ebeveyni çocukları başarılı olmalı için oradan oraya tek başına koşturmasına neden olurken, su elementi ebeveynleri çocuklarının başlarına bir şey gelmesinden çok korktukları için onların bireyleşmesine izin vermeyebilirler.
Ateş elementi yüksek olan biri, insanlığa ilham olur, öncülük eder, icatlar yapar (Steve Jobs’un ayı koç, marsı 29. derece koçtu, Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet Koç stelyumu olan liderlerdi) içlerinden çok iyi Ceo ve liderler çıkarırlar. Çünkü ateş varsa risk alabilir insan. Su elementi kaybetmekten korkarken, ateş elementinin en büyük korkusu projeyi başlatamamaktır.
Bu nedenle Deniz, sürekli Alev ile bağ kurmaya çalışırken Alev önüne hedef olarak koyduğu babasının dükkanını kurtarmak, işlerin başına geçmek ve başarılı olmaktan gözünü alamamaktadır. Aslında en temel motivasyonu babasına iyi bir evlat olmaktır. Maalesef bizim topraklarımızda da bu ters motivasyon işlemektedir. Anneye babaya iyi evlat olmak için kendi hayatımızdan ve seçimlerimizden vazgeçeriz çoğu zaman. Oysa ki oların bize iyi anne baba olmak için uğraşmaları gerekmektedir ta en başından beri. Bir çocuk anne babasına karşı iyi olmak için uğraşarak büyüdüğünde sırtına koca koca suçluluk duyguları alarak yaşar.
Ve ağzından hep şu cümleler dökülür, ‘benim yüzümden’. Sel bassa, benim yüzümden, don olsa benim yüzümden, deprem olsa benim yüzümden… İnsanları kırmamak adına kendilerinden veren insanlara dönüşürler günün sonunda.
Alev de bu yüzden uzunca süre Deniz’in duygularını görmüyor, kendi duygularından bile kaçıyor. Ancak Deniz su elementi olduğu için tek hedefi olan bağ kurmaktan korkmuyor, vazgeçmiyor. Ve sonunda Alev’i içinde sakladığı gerçek kendisi ve yetenekleri ile tanıştırmayı başarıyor. Aslında kendine özgü yetenekleri olan Alev, babasının uğruna bunlardan vazgeçmiş, kendisini görmüyorken Deniz’in sayesinde kendisini ve ne istediğini yeniden keşfediyor. Yani Masterson’un tabiri ile gerçek kendiliğe ulaşıyor.
Yine kitabımda değindiğim gibi, aşkın asıl amacı insanı yüksek bilince çıkarmak ve gerçek kendisi ile tanıştırmaktır. Gerçek aşk budur. Gerçek aşk, içinizdeki tüm potansiyeli açığa çıkarmanıza yardımcı olan bir araçtır. Bu nedenle insanlar aslında aşık olmaktan değil, gerçek kendileriyle yüzleşmekten korkarlar ve bunu asla bilemezler.
Elemental bana kalırsa insan psikolojisini elementleri temel alarak muhteşem bir şekilde anlatmayı başarabilmiş. Hava, toprak, ateş ve su elementlerinin herhangi birine yoğunluklu olarak sahip olan insanların nasıl davrandıklarını o kadar güzel betimlemiş ki izlerken eridim.
Benim doğum haritamda hiç su elementi yok, ateş elementi baskın bir karakterim. Sonrasında toprak ve hava geliyor. Alev’i izlerken yer yer eski beni gördüm. Ancak kendimi tanıyarak, iyileştirerek, blokajlarımı çözerek o ateşi doğru yere kanalize etmeyi başardığım için bugün hayatımda çokça şeyi başarabiliyorum. Peki su elementi hiç yok da bu kadar suyla ilgili bir işi nasıl yapıyorum? İşte astroloji ile açıklayamazsınız bunu:) Bu yaşadığım çocukluk deneyimleri ile ilgili. Yani psikoloji her zaman astrolojiden ileridedir. Çünkü insan deneyimleri sonucunda haritasının dışına çıkar ve bambaşka biri olur. Dolayısıyla elementinize göre beslenmeyi cebinize koyun, gerçekten işe yarıyor, ancak benim elementim bu ama ben böyle biriyim demeyi bence artık bırakın. Orası çıkmaz sokak. İnsan sabit değişmezlerden müteşekkil bir yapı değildir. İnsan dinamik bir yapıdır ve sürekli değişir.
Ve sevgi bu değişimin en önemli sac ayaklarından biridir. Sevdikçe iyileşir, sevdikçe kendimizi tanırız. Doğum haritanızı bilin, elementlerinizi tanıyın ancak bu sizi bir kalıba sokmasın. Neyi düzeltmeniz gerekiyor, neyi değiştirmelisiniz, hangi blokajı çözmeniz gerekiyor ona yönelin. Bakın bakalım hayatınız nasıl değişiyor o zaman. Zaten tekamül bu değil midir? Olduğunuz şeyin üzerine çıkmak, kendinizin dışına basmak. Tekamül olmazsa insan olmamızın ne anlamı olabilir?
Filmin içerdiği çok başka öğelerin de analizini yapacağım ancak onu video olarak çekeceğim. Videoda görüşmek üzere. Video nerede mi olacak? Youtube kanalım Holistik Psikoloji’de.
Size iyi seyirler…